3 Aralık 2016 Cumartesi

Kitaplar, Fuarlar, İnsanlar




"Kuçuradi felsefesinin üçlü sacayağı insan, etik ve insan haklarıdır. Kuçuradi'ye göre devlet insan haklarına saygılı bir devlet değil, tam tersine insan haklarına dayanan bir devlet olmalıdır. 35. İstanbul Kitap Fuarı'nın onur yazarı seçilen İoanna Kuçuradi'yi öğrencisi Yücel Kayıran yazdı."


 Radikal Kitap'ın 35. İstanbul Kitap Fuarı'na yer verdiği kapsamlı ekinde İoanna Kuçuradi'nin ve felsefenin de önemli bir yeri var. Keşke insanın, etik değerlerin ve hakların tartışılmadan korunduğu bir dünyada yaşıyor olsaydık ve bu temel ilkelerin anlaşılması, anlatılması ve yaşama geçirilmesi bu denli yaşamsal bir sorun olmasaydı.

Odağına felsefeyi alan bir kitap fuarının böyle büyük ilgi görmüş olmasına güvenerek, gelecek için daha umutlu olabilir miyiz?

....


Adalet Çavdar, Ayşe Kulin'in Hitler'den kaçan Alman akademisyenleri anlattığı, 1933'ten başlayarak 15 Temmuz darbesine kadar gündemi belirleyen siyasi ve sosyal olayları ele aldığı "Kanadı Kırık Kuşlar" kitabını ele almış.

İlginç bir rastlantı, birkaç yıl önceki bir çalışmamda, ana kişilerden biri 1933 doğumluydu. Öykünün sonunda Taksim'de bir buluşma olacaktı. 2013 yazıydı, onlar buluşamadan Taksim'de büyük değişiklikler oldu, İstiklal Caddesi'nde yürümek, Beyoğlu sokaklarında oturanların evlerine gitmeleri zorlaştı. Yaşam, öyküyü yazılırken değiştirdi.

Galiba günümüzün hızlanan dünyasında, geçmişi anlamaya çalışan kitapların bile gündemi yakalamaları kolay değil. Beklenmedik gelişmeler, yaşanmışlıklara yepyeni anlamlar verebiliyor. Ayşe Kulin'in kitabındaki olayların 15 Temmuz darbesine dek uzanması da, herhalde kendisi için de bir hayli ilginç olmuştıur.

....


Mazlum Vesek "Murtaza'yı ilk defa 15 yıl önce okudum. Geçen zaman içinde herhalde bir 15 defa okudum" demiş. Ben 15 kez okumadım ve okuduktan sonra kaç 15 yıl geçtiğini bilmiyorum. Mazlum Vesek, "Murtaza zihniyeti ki, doğanın döngüsüne bile karar veren bir zihniyettir" demiş. Sistemin sevimli, yoksul bekçilerinin yaşama daha farklı bakabilmeleri, doğanın tadını çıkarabilmeleri acaba kaç 15 yıl geçmesi gerekir?

....



Meltem Yılmaz, büyükşehrin kalabalığına sılışmış genç bir kadının yaşadıklarını anlatmış.

....



Edebiyat klasikleri incelenmiş ve çizimlerle görünür olmuş.

....


Yukarıdaki derlemede aşağıdaki yazılar var.

"Dario Fo'nun monologları baştacımdır." Füsun Demirel.

"Birbirimizi nefesle beslemek zorundayız." Adalet Çavdar.

"Asturias'ı yeniden okumanın tam zamanı." Nedim Gürsel.

"90 yaşındaki genç dostumuz John Berger." Zeki Coşkun.

"Muazzam Dostoyevski..." Ömer Erdem.

Ne çok, ne güzel yazılıyor, ne şiirler söyleniyor, ne öyküler anlatılıyor. Işıktan düşen izlere yetişmek kolay değil. İster ekrana, ister kâğıda düşsünler.