21 Ekim 2019 Pazartesi

Yalnız Gezen Kitaplar


Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar. Yeryüzünde sizin kadar yalnızım.

Galiba yaşam, ışıktan düşen ve her an parlayıp kaybolan izleri görmeye ve duymaya, koklamaya ve tatmaya, dokunmaya ve hissetmeye çalışmaktan ibaret.

Ne yazık ki hiçbir zaman insanların arasında, toprağın üzerinde yürüdüğüm ve denizin içinde yüzdüğüm kadar rahat olamadım. Bunun nedenlerini anlamak hem kolay, hem de evrenin çözülmesi en zor bilmecesini çözmek kadar zor. Aklımın içindekilerle tenimin dışındakiler arasındaki ilişkinin çelişkilerini kavrayamadığım için zor. İnsan beyninin kendi içinde dönüp durmaya ve kendini yüceltmeye ne kadar yatkın olduğunu hatırladıkça kolay.

Bir arkadaşım bizim gibi insanların bir anlamda sosyal özürlü olduğunu öylemişti.  Bu görüşünü, sosyal bir insanda insanların ve evrenin tüm seslerini aynı anda görüp duyabilme becerisi olması gerektiğine dayandırmıştı. Haklı olmalı. Eskiden beri aynı anda iki kişiyi dinlemekte ve iki işi birlikte yapmakta güçlük çekerim. Işık hızında iletişim kurabildiğimiz, çok işlemcili bilgisayarların ve bulut sistemlerinin egemen olduğu bu yeni çağda herkes gibi ben de kaçınılmaz olarak değiştim. Artık ses çok yüksek değilse, kitap okurken
müzik dinleyebiliyorum. Ama çok işlemlilik derecemin, sosyal insanlara ve yapay zekâ mucizelerine yaklaşabileceğini hiç sanmıyorum. Korkarım, toplu görüşmelerde sağlıklı ilişki kurabilmeyi hiç başaramayacağım, aynı anda yalnızca tek bir kişiyle konuşup anlaşabileceğim. Derecesini birden başlayarak iki ve daha yüksek değerlere yükseltebilen; üç, yedi, on beş ve daha fazla kişinin sağlıklı iletişim kurabildiği İkili Işık Zincirleri oluşturan sosyal dehalara hayranlıkla bakacağım.

....

İnsanın yaşamı neyse, düşleri de odur.

Işık hızında konuştuğumuz yansımalarımız da gerçek dünyadaki varlıklarımız gibi davranıyorlar. Sosyal isek sosyal, utangaçsak utangaç, düşünceliysek düşünceli, duyarlıysak duyarlı olarak ve tüm bencilliklerimizi taşıyarak; aynanın arkasındaki yansımalarımızla buluşup yaşıyoruz.

Bu yeni iletişim dünyasında konuştuğum herkese çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum, biliyorum. Hızlı bilgi alışverişi, hızlı değişim getiriyor, insanın zenginliğini ve derinliğini artırıyor. Facebook sayfası ve Sanat Dünyası arkadaşlarımı, LinkedIn bağlantılarımı tanımış olmaktan mutluyum. Yeni iletişim dünyasının bu karmaşık ilişki zincirinde bana destek olan herkese teşekkür etmek istiyorum. 26 Kasım 2019 Cumartesi günü Ankara kitap fuarında Kanguru Yayınları standındaki buluşmamızın güzel izlerinin hep kalmasını diliyorum.

....

Galiba yaşam, ışıktan düşen izleri anlamaya çalışmaktan ibaret. Onlarla kendi dilini bulup, kendi yaşamını yazabilmekten; herkesin kendi yaşamını özgürce yazabileceği dünyalar ve hep birlikte yaşanabilecek bir evren yaratmaktan ibaret. Artık ışık hızında konuşabilen güzel insanların, birbirini bulabilmesinden ibaret.

2000+X "Uzun Bir Arayışın Kısa Öyküsü"