10 Haziran 2018 Pazar

Şiir, Telif, Makas


Şiir Erkök Yılmaz "Kalemden Çok Makas Kullanırım" derken ne söylemek istemiş olabilir?

Alberto Manguel ne zaman "Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi" demiştir?

Robert Schild 21.yüzyılda "Ölümünün 70. Yılında" Hans Fallada hakkında ne anlatmış olabilir?

Kitaplar insanlarla buluşabilir mi?

....

Eray Ak, Şiir Erkök Yılmaz ile "Aile İçi Muhabbet" kitabını ve kırk yıllık edebiyat yolculuğunu konuşmuş.

Ali Bulunmaz, Alberto Manguel'den "Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi" ile Fransa, Arjantin, Cezayir ve Kanada dörtgeninde geçen bir öyküden söz etmiş.

Robert Schild, telif kısıtlaması 2018'de kalkan Hans Fallada'yı anlatmış.

....

2018'de ilk kez yayımlanan kitapların telif hakları da yetmiş yıl sonra mı kalkacaktır? O gün geldiğinde bugünkü kitapları okumak ve yayımlamak isteyen birileri olacak mıdır?

Sanat, sonsuzluk mudur? Sonsuzluk kaç yıldır?

3 Haziran 2018 Pazar

Eleştiri, Özeleştiri, Mutsuzluk


Pınar Selek niçin "Bu dünya bizi mutsuzluğa alıştırmak istiyor" demiş olabilir?

"Cümbüşçü Karıncalar" evrenle yuvaları arasındaki engelleri nasıl aşarlar, türlerinin geleceğine nasıl ulaşırlar?

Ayşegül Tözeren "Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi"ni yaparken, kendi yanlışlarını da görebilmiş midir?

Walter Benjamin ve Gershom G. Scholem'in 1932-1940 arasındaki mektuplaşmalarını insanlık kime borçludur? Bu mektupların var olabilmesi insanlık için bir kazanç mıdır, asla affedilemeyecek bir kayıp mı?

Bu hızlı ve gittikçe hızlanan, bu kötü ve gittikçe kötüleşen dünyada; Bedirhan Toprak'ın şiirleri bir Duino'da kimlerle buluşabilir?

Murtaza'nın Mazlum Vesek'in anlattığı kardeşleri bekçiler midir, halklar mı?

Dört paragrafta okurlara seslenerek Eray Ak'ın, Sevim Gezgin'in, Ali Bulunmaz'ın  ve Reyyan Bayar'ın yazılarından söz eden Turhan Günay'ın okurlara seslenemeyip köşesini başka yazarlara bırakmak zorunda kaldığı yılların sorumlusu kendisi midir, başkaları mı, kendini düzeltmeyi bir türlü beceremeyen sistemler mi? Yazamadığı yazılar Türkiye için bir kazanç mıdır, asla affedilemeyecek bir kayıp mı?

Semih Poroy'un koyu ve karanlık bir günle gecenin arasında, fırtınalarla çalkalanan bir denizin üzerindeki yağmurlu bir gökyüzünde sıkışmış küçük ve ürkek barış güvercini; bir teknenin üzerindeki kulübeden mi havalanmıştır? Yuvasından dünyaya mı, geçmişten geleceğe mi, yalnızlıktan evrenin sonsuzluğuna mı uçmak istemektedir?

ELEŞTİRİDEN ÇOK ÖZELEŞTİRİ

Celal Üster," 'Muzır' bir özgürlük alanı" başlıklı yazısında Semih Poroy’un gerçek boyutlarıyla ve renkli olarak albümleşen ‘FEKLAVYE’sini yazmış.

"Poroy’un FEKLAVYE’si, yazarların, yayıncıların, çevirmenlerin, dahası okurların dünyasında karşımıza dikilen düşkünlükleri, yapaylıkları, incelikli, duyarlıklı, içten, ama bir o kadar da çarpıcı, keskin bir yergiyle açığa çıkartırken kanımca, entelektüel ortamın eleştirisinden çok, çoklarının kaçındığı özeleştirisini üstleniyor" demiş.

....

Metin Celal'in ve Necmiye Alpay'ın "Dil Meseleleri" ile, Julio Cortazar'ın "Sınav" kitapları arasında bir ilişki olabilir mi?

Aklın sınırsızlığı mı, evrenin ve yaşamın sınırları mı M. Sadık Aslankara ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nu "Bilimsel Ütopya" kavramına götürmüştür?

Yaşam bittiğinde yaşananlar ve yapılanlar, düşünceler ve yazılanlar, görülenler ve çizilenler nereye gider?